Erzurum ilinde 2009 yılında yapılan yerel seçimler çok önemli bir konu olarak görüldü. Erzurum insanları, bu seçimleri önemsediler ve yoğun bir şekilde katılım sağlandı. Tarihte ilk kez çift turlu bir seçim sistemi uygulandı ve bu sayede her seçmenin sandıklara özel güvenlik içerisinde katılımı mümkün oldu. İlk turda seçilecek idare meclisi, belediye başkanları, muhtarlar ve köy muhtarı arasından 1243 aday üzerinden 669 kişi isimleri ile görev yüklenerek seçilebildi. İkinci turda da 343 adayın mücadele ettiği oy sayımları tamamlandıktan sonra Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) 25, Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) 17, Demokratik Sol Parti (DSP) 12, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) 10, Özgürlük ve Eşitlik Partisi (ÖEP) 2, Yeşiller Birliği 1, Doğru Yol Partisi (DYP) 1 olmak üzere 68 Belediye Başkanı seçildi. Bu seçimler run boyunca bölgenin gelişmesine yönelik istek ve değişim arzusunun abartılabildiği günlerdi. Seçimlerde katılım oranının yüksek olması şehre olan farkındalık ve etkililiği artırdı. Erzurum, bu seçimlerde gelecek adına gerçekten umut verici bir mesaj göndermişti. Seçim sonuçlarına göre, adaya hakim partinin haricinde, sol ve milliyetçi partiler arasındaki rekabette oldukça dengeli bir durum ortaya çıkmış ve diğer bazı partilerin de alkışlanmayı hak ettiği açıkça kendini göstermişti. Aynı zamanda bu seçimlere nazaran daha fazla seçilen aday üzerinden, Erzurum halkının bu seçimleri ciddiye alarak tüm tarafların taleplerine saygı gösterdiği ve en önemlisi halkın erdemine inandığı açıkca ortaya çıkmış oldu. Hepimiz sağlıklı bir demokrasinin arka planında huzurlu bir ortama ulaşmak için teşebbüs etmekteyiz. Bu seçimler sayesinde Erzurum’da hakim olan entrikaya rağmen, halkın büyük çoğunluğu sonuçlara saygı göstermiş ve politika üretimi için ortam hazırlamıştır. Ardından gelen siyasi liderler ise mevcut talep ve beklentilere uygun olarak seçilmişlerdir. Son olarak 2009 Erzurum Yerel Seçimleri, seçime katılan halkımıza olan inancın artmış olduğu ülkemizdeki anayasa ve özgürlüklerin korunmasının önemi üzerinde vurgulayan ve barış, hoşgörü ve toplumsal dayanışmanın prensiplerinin hakim olmasını güçlendirmiş bir etken olmuştur.
